1980, İran doğumlu çevirmen ve yazar Dr. Amir Nasri üniversite eğitimine Batı Felsefesi dalıyla başlamış ve doktorasını Sanat Felsefesi branşında tamamlamıştır. Şu an doçent unvanıyla Tahran’daki Allameh Tabataba’i Üniversitesi’nin Sanat Felsefesi bölümünde öğretim üyesi ve Tahran Sanat Üniversitesi’nin ek öğretim üyesidir. Aynı zamanda, Nasri, sanat felsefesi, edebiyat eleştirisi, çağdaş batı düşüncesinin doğudaki yansıması, ikonoloji, kelime ve imge gibi konularda Tahran’daki birçok sanat kurumunda yüz yüze ve uzaktan eğitim vermektedir. Onun “Çile Odası” dahil yazdığı ve çevirdiği yirmi kitap arasında önemli kitap başlıkları şunlardır: Dar Aghaz Ranj Bud: Khaneshi bar Baradaran-e Karamazof [Başlangıçta Çile Vardı: Karamazov Kardeşler’den Bir Okunuş], Poust Barabar-e Poust: Khaneshi bar Jenayat va Mokafat [Deri Karşısında Deri: Suç ve Ceza’dan Bir Okunuş], Miyan-e Saet va Bastar: Chahar Revayat az Naggashi-e Orupayi [Yatak ve Saat Arasında: Avrupa Resim Tarihinden Dört Rivayet], Ghozar az Tarikh-e Honar be Elm-e Tasvir [Sanat Tarihinden İmge Bilime Geçiş], Tafsir va Zedd-e Tafsir [Yorum ve Anti-Yorum]. Onun yazdıklarında edebi metin ile imge bilim arasında kurduğu dahiyane köprüler hem sanatçılar hem de sanat eleştirmenleri için her zaman ilham vericidir. Aby Warburg, Hans Belting ve Georges Didi-Huberman gibi düşünürlerin izini Nasri’nin yazılarında keşfetmek zor değildir ama onun konu aldığı imge ve metinler bir taraftan dünya sanat tarihinde ünlü olanlar ve öbür taraftan kendi yaşadığı toplumdaki imge ve metinlerdir.